21.06.2017 /14:30 - Çeşme
Hafızama güvenmediğimi daha önce söylemiştim. Günlük yazmak
çok önemliydi bu yüzden, fakat yine de yazmadım. Hayatımın her bir anı kayıp
giderken hiçbirini kayda almadım; çünkü artık kayıt altına almak mantıklı
gelmiyor. Yaşadığım her bir şey sinir ağımda yarattığı değişiklik sayesinde sonsuza
kadar var oluyor, yeni yeni anlıyorum. Bugün yaşadığım her saniye, yarın
yepyeni bir birey olarak yaşamama sebep oluyor. Kâğıda yazamadığım, hafızamın derinlere
atıp bulamadığı ve çürüttüğü her anı ilmek ilmek ruhuma işlenmiş oluyor
böylece.
"Los Elefantes" - Salvador Dali, 1948 |
Sevgili okuyucu
Bundan yirmi dört saat sonra aynada bambaşka bir yaratık
olacak. Bu sabah tanıştığım yüzü unutturacak cinsten bir yaratık. Önce baştan aşağı
süzeceğim, sonra fal taşı gibi açılacak gözlerim, varlığını reddedeceğim. Sonra
aynaya bakmayı da reddedeceğim, kabul etmeyeceğim kendimi.
Kafamdaki benliğin gerçek olduğuna inandıracağım kendimi.
Sonra sokağa çıkacağım, kafamdaki benliği ortaya koymak için. Bedenim sanki
benim değilmişcesine savrulacak. Bir başka dil konuşacak. Aynaya gömdüğüm yaratık
bir anda can bulacak. Kabul edeceğim, istemeyerek. Alışacağım sonra. Yükünden
kurtulmuş bir hamal gibi yavaşça yukarı kalkıp dimdik yürüyeceğim. Bir anda etrafımda
olan biteni fark edip, akıp giden yaşamın bir parçası olduğumu hissedeceğim.
Aynalara koşacağım sonra, teşekkür edeceğim kendime. Kendimi seveceğim sonra,
dünya üstünde daha önemli bir yaratık olmayacak.
Sonra yağmur yağacak, biri gelecek, biri gidecek, güneş
doğacak, karşıdan karşıya dalgınca geçerken bir arabanın kornası bütün bedenimi
sarsacak, birinin çığlığı yırtacak kulak zarımı, kollarımda biri nefes almaya
çalışacak, biri sarılıp ne kadar sevdiğini fısıldayacak kulağıma, bir şeyler
ters gidecek bir şeyler öyle dümdüz, biri ölmeye kalkıp öylece peri tozu
olacak, biri otobüste yanıma oturup başından geçenleri anlatıp sessizce
uzaklaşacak. Birileri, bir şeyler… Birileri
ve bir şeyler olacak.
Sonra uyuyup uyanacağım. Her şey başa dönecek, her gün her
şey başa dönecek. Reddet, kabul et. Reddet, kabul et, alış. Sonra bir sabah,
sonra bir sabah kendimden vazgeçeceğim. Aynaları parçalara ayırırken biriktirdiğim
tüm benlikleri un ufak edeceğim. Birileri yok olacak. Bir şeyler olmayacak.
İşte o an, o an ilk kez nefes alacağım sayın okuyucu ve
sonsuza dek yaşayacağım.
Ölmemek üzere…
No comments:
Post a Comment